19 Kasım 2013 Salı

Yarın İran'ın rejimi degistiriyoruz arkadaslar - Homeland S0308

"hem vururum hem iyileştiririm"
Homeland 3.sezonuna oldukça bayık başlasa da özellikle 6.bölüm itibariyle arap atı gibi açıldı. Açılırken de artık mileti paranoyak yaptı.Kim kimi ne zaman satacak ekseninde olağan şüphelileri izliyoruz.Bu hızda devam etmesi halinde gelecek sezon artık bu konunun alay konusu olmasından korkmuyor değilim (mesela chris brody sırığı da meğer hipnozlanmış da bi bomba da o patlakcakmış gibi)


Allahın gücüne gitmesin Saul'un kuzguna yavrusu şahin görünür karısı Mira'nın sevgilisi de ajan çıktı da bakalım kimin ajanı?.Avukatın mı Javadi'nin mi ve hatta Lockartın mı?

Bu sezon aramıza katılan ağlak suratlı Farah'ın babası ve Tahrandaki sülalesi çıktı şimdi bi de piyasaya.Onda bakalım ne yamukluk olacak?Bu arada Farah Özlem Yılmaz'a benzemiyo mu?




Dizide gözüme çarpan en büyük mantık hatası özgürlükçü amerikanın CIAin başına vekil mekil geçirdiği adamın özgürlüğünü engellemeyelim diye midir nedir evine bi güvenlik kamerası bile koymaması, ve hatta eve güvenlikçi dikmemesi."Top secret" dosyalarını evinin bilgisayarında saklayan yılların çakalı Saul'un bu boş bulunmasını da dengesiz depresif karısıyla aşk tazelemesine bağlayalım bari naapalım?

Quinn'in Carrieyi vurması ise çok yerinde bi hareketti... Carrie'nin acısından ve Peter'a "Vurdun lan beni" diye çemkirmesinden çok "bombacı öldü mü" sorusu her zamanki gibi Carrie tarzı iş aşkını(!) vurguladı.Özellikle bu sezon Saul merkezli anlatımın 4.sezonda ölmezse Quinn'e kaymasını diliyorum şahsen.Hatta ben Carrie'nin Brodyi bi boş anında Peterla aldatmasını diliyorum.
Ben Javadi'ye Dar Adal'dan daha çok güveniyorum.Net.

Javadi'yi muhbir diye göndermelerinden çok Saul'un beyaz saraydaki söylemi güldürdü beni ."Amacımız artık bombaya bomba şiddete şiddet değil bitsin artık bu işkence, İranda toptan rejimi değiştircez" temalı konuşması aklıma tipik milli söylemimizi getirdi.. " amaaan zaten amerika alavere dalavere bizim başkanımızı muhalefetimizi filan hep seçiyor, biz piyonuz".. Böyle böyle oluyomuş demek orta doğu üzerindeki plan proooram:))

Brody nerede de Brody nerede.. Ne bileyim koyduğunuz yerdeymiş işte... Bakalım haftaya şükür aramızda. Yaşasaydı Brody'den olma Carrie'den doğma çocuğun nası bi hasta ruh olcağını tahmin etmek zor değildi.Kısmet değilmiş asdfgh...Şimdi bu durumu belki de Brody'i anlatan Carrie'nin onun aklını yerine getirme girişimlerini izleriz. Haftaya zaten Brody'nin flashbacklerini izliycez bi müddet.Arabanın yerini değiştirenin içimizden biri yerine hiç tanımadığımız alelade bi tipin çıkmasınında da hayal kırıklığını yaşamadım dersem yalan olur. (ters köşe alışkanlığı)


" Ceviz kırayım yersin?" hahahahha
Saul'un Caracas'taki gökdelen gecekondunun önünde verdiği çantada 10 milyon dolar olduğunu söylemeyin.Noldu şimdi adamlar mı ihbar etti yoksa Saul baştan beri biliyo muydu?

Son iki bölümün en güzel gelişmelerinden biri de Dana'nın ergen triplerine maruz kalmamamızdı.Soyadını değiştirdi de oh kurtulduk mu ne.

4 bölüm kaldı sanırım... Carrie'nin hiperkatif mani depresif telaşlı bol yakın çekimli hızlı nefes almalı sahneleri bitti gibi... Bi de Brodyninkilerini atlattık mı yırttık..(dizi bitince ilacını suyunu carrie gibi içmeye kalkan izleyiciyim diyim ben size gerisini siz getirin)